Tüm servetini özgürlük için harcadı, beş ülkeyi kurtardı, bir ülke onun adını taşıyor ama 47 yaşında sürgünde, parasız ve ihanete uğramış şekilde öldü - işte Güney Amerika'nın en büyük kahramanının hikayesi. Günümüzde Güney Amerika'nın kuzey kıyılarında bulunan ülkelerin bağımsız olmasını, İspanyol sömürgeliğinden kurtulmasını sağlayan, bugün milyonlarca Güney Amerikalının özgür ülkelerde yaşamasının fitilini ateşleyen isim Simon Bolivar'dır. Halk arasında El Libertador olarak adlandırılır yani kurtarıcı. Bolivar 24 Temmuz 1783 günü Karakas'ta Amerika asıllı ve varlıklı bir ailede doğdu. Fakat kader yüzüne gülmeyecekti.
Simon Bolivar'ın Gençliği
Küçük yaşta anne ve babasını kaybetti. Gençliğinde diğer zengin aile çocukları gibi oda yurtdışında, İspanya'da eğitim gördü. 1800 ile 1802 yılları arasında Madrid'de yaşarken Aydınlanma felsefesiyle tanıştı. Burada hayata bakış açısı değişecekti. Aydınlanma Çağı, insan aklını otoritenin ve geleneğin üzerine koyarak dünyanın bilimsel yöntemlerle açıklanabileceğini savunan büyük bir düşünsel devrimdi. Bu yeni çağ, bireyin doğuştan özgür olduğunu, toplumların ise adalet, eşitlik ve rasyonel yönetim ilkeleriyle şekillenmesi gerektiğini ileri sürerek tüm dünyada siyasi ve sosyal dönüşümlere zemin hazırlıyordu. Bolivar, 1803'ten 1805'e kadar Roma'da sona eren bir Büyük Tur'a çıktı. Bolívar, Roma’yı gezerken Capitoline Tepesine çıkarıldı. Burası, antik Roma’da cumhuriyetin doğduğu ve özgürlük ideallerinin şekillendiği kutsal yerlerden biriydi. Burada rehberi Simón Rodríguez ona Brutus’un tiranlığa karşı direnişini, Roma halkının krallığı yıkmasını ve cumhuriyet kurmasını anlattı. Bu hikâyeler Bolívar’ı derinden sarsmıştı ve Amerika'daki İspanyol egemenliğine son vermeye yemin etti. Avrupa’da geçirdiği yıllarda Napolyon’un taç giyme törenine dahi katıldı. Bu tören onda uyanışı tamamladı.
Bolivar Devrime Hazırlanıyor
1807'de Venezuela'ya geri döndü. Artık aklında tek bir şey vardı. Güney Amerika'yı özgürleştirmek. Yola Bağımsızlık fikrini diğer zengin ailelere tanıtarak başladı. Daha sonra aradığı fırsatı bulacaktı. 1808 yılında Napolyon İspanyaya saldırdı. yarımada savaşları Avrupa'yı etkisi altına alırken diğer yandan Güney Amerika'da İspanyol otoritesi zayıflıyordu. Hemen ardından 1809'da günümüz Bolivya'sında Chacaltaya Muharebesi ile İspanyol Amerikan bağımsızlık savaşları başladı. Bolívar ise, 1810’da patlak veren Venezuela Bağımsızlık Savaşı sırasında milis subayı olarak sahneye çıktı ve hem Birinci hem de İkinci Venezuela Cumhuriyetleri adına, ayrıca Yeni Granada Birleşik Eyaletleri saflarında, İspanyol Kraliyetçi kuvvetlerine karşı mücadele ederek askeri yükselişini başlattı. Fakat bu kadar büyük devrim arzusu sahada istediği karşılığı bulamadı ve İspanyollara karşı kaybetti. İspanyolların 1815'te yeni Granada'yı işgal etmesinin ardından Jamaika'ya Sürgüne gönderildi.
Kıta Bolivar Tarafından Özgürleştiriliyor
Birçok lider bu noktada mücadeleyi bırakırdı. Ama Bolívar asla vazgeçmedi. Haiti'de devrimci Lider Alexandre Petion ile arkadaş oldu. Petion ondan İspanyol Amerika'sında sömürgeciliği kaldırması sözünü alarak Bolivara asilerden oluşan bir ordu tahsis etti. Bolivar 1817'de Askeri Birliği ile Venezuela'ya geri dönerek üçüncü Cumhuriyeti kurduğunu açıkladı. Bolívar’ın en unutulmaz hamlesi, tarihin en cesur askerî yürüyüşlerinden biri 1819'da And Dağlarında yaşanacaktı. Bolivar ordusu ile birlikte İspanyolların işgali altındaki yeni Granada'yı kurtarmak için düşmanın beklemediği ve tahmin edemeyeceği bir şekilde yüksekliği 5.000 metreyi aşan soğuk zirveler, Dondurucu rüzgâr, Yetersiz yiyecek ve ölümcül hava koşullarına rağmen, geri dönmeyerek And dağlarını geçti. Bu harekat Hannibal'ın Roma seferine benzetilmiştir. Bolívar’ın ordusu bu dağları aştığında, İspanyollar onları beklemiyordu. Bu sürpriz harekât, Boyacá Zaferi’ni getirdi Ve Kolombiya’nın hürriyetinin kapıları açıldı. Artık Bolivar durdurulamıyordu. Bolívar, 1821’de Venezuela ve Panama’da, 1822’de Ekvador’da, 1824’te Peru’da ve 1825’te Bolivya’da İspanyol ordularını yenerek kıtada sömürge yönetimini çökertti.
Büyük Kolombiya Kuruluyor
Bu zaferlerden sonra Venezuela, Yeni Granada, Ekvador ve Panama bir araya getirildi ve Bolívar’ın aynı zamanda Peru ve Bolivya’da da başkanlık yaptığı büyük devlet, yani Gran Colombia kuruldu. Bolivar'ın düşüncesi merkeziyetçilikti. Bolívar, tıpkı Amerika Birleşik Devletleri gibi kıtanın birleşik bir federasyon altında birleşmesini istiyordu. Ama yerel çekişmeler, siyasi anlaşmazlıklar ve çıkar çatışmaları buna izin vermedi. Kendi generalleri arasında yaşanan çatışmalar iç savaşlara döndü. Hayatı boyunca savaştığı en çetin düşman belki de buydu: bölünmüşlük. Özgürleştirdiği ülkesinin bir bir bölündüğünü görünce buna çok üzülmüştür.
Simon Bolivar'ın Ölümü
1830’da, sadece 47 yaşındayken tüberkülozdan hayatını kaybetti. Bazı kaynaklarda zehirlendiği iddia edilir. Hayatının son günleri çok trajedik olmuştur. En yakınları tarafından ihanete uğradığını hatıralarında yer etmiş ve yaşanan siyasi çalkantılar nedeniyle artık yorulup kendi Ülkesi Venezuela'dan bile sürgüne gitmeye hazırlanırken ölmüştür.
Bolivar Neleri Başardı
Günümüzde Bolivya'nın ismi bizzat ondan gelmektedir. Bolivya anayasasını kendi kaleme almıştır. Fakat yüzyılın en önemli belgelerinden biri olarak kabul edilen bu anayasa hiç uygulanmamıştır. Çünkü anayasada kendisi için ömür boyu başkanlık hükmü içeriyordu. Buna karşın en yakınındakiler Cumhuriyeti savunuyordu ve kongre reddetti. Bu nedenle diktatör suçlamaları ile karşı karşıya kaldı. Gençliğinde bir Çiftlik ziyareti sırasında Puma saldırısından yanındakilerin yardımıyla kurtulmuş, bu ölümden dönme hissini hayatının sonuna kadar yaşadığı, cesur ve önemli kararlar almasına etkili olduğu söylenir. Katıldığı savaşlarda bizzat ön cephelerde savaşırdı. Pek çok savaşta neredeyse öldüğü kayıtlara geçmiştir. Simón Bolívar bugün Güney Amerika’nın milli kahramanı olarak görülür. Birçok ülkenin meydanlarında heykelleri vardır. Çok zengindi. aileden gelen serveti oldukça yüksekti ve bu zenginliği İspanya'ya karşı sürdürdüğü özgürlük savaşları için tüketti. hayatının son günlerinde parasız şekilde öldü.

Yorum Gönder