Osmanlı'nın Kayıp Şehzadesi Yahya İskender

kayıp sehzade yahya iskender

Yıl 1595. Osmanlı Sarayı'nda bir yanda padişahın ölümü, Diğer yandan yeni padişahın tahta çıkmasının heyecanı bulunuyordu. Tahta çıkacak olan Sultan III. Mehmet bugün bile tüyleri diken diken edecek bir karar aldı ve Osmanlı mülkünü devralır almaz 19 kardeşini öldürttü. Saraydan birbiri ardına Şehzade tabutları çıkarken birinin annesi, oğlunu sarayın karanlık delhizlerinden dışarı kaçırıyordu. 

Çocuk yaştaki Şehzade annesi tarafından öldürülmemesi için kaçırılarak Makedonya'da bir manastıra bırakıldı ve burada vaftiz edilerek Hristiyan dinine geçti. Artık ismi Alexander olmuştu. Ancak tarihe kayıp Şehzade Yahya İskender olarak geçecekti.  

Osmanlı tarihinin en ilginç konularından biri kayıp Şehzade Yahya İskender olmuştur. Pek bilinmese de Şehzade İskender, taht hakkının kendisinde olduğunu öne sürerek Osmanlı'ya karşı başkaldıran bir şehzadeydi. 

Yahya, Osmanlı’dan ayrıldıktan sonra Hristiyan adetlerine göre büyür, Avrupa’ya sığınır ve burada kendisini “tahtın gerçek varisi” olarak tanıtır. Tek bir arzusu vardı artık. Osmanlı tahtını ele geçirmek. Bunun için hayatı boyunca Papa’dan, Rus Çarı’ndan, Polonya ve Venedik’ten destek isteyecekti. Hatta bu talepleri Avrupa’nın en zengin ve köklü ailelerinden Mediciler tarafından dahi kabul görecek ve Floransada ağırlanacaktı. Dahası Pek çok Avrupalı soylu onu Osmanlıya karşı “kullanılabilecek bir figür” olarak gördü. 

Yeğeni Sultan I. Ahmet tahta çıktığında başkaldıran Şehzade Yahya İskender, 1614 ve 1617 yıllarında Sırp Ortodoks Kilisesi desteğini alarak Nobırda dağlarında direniş ve ayaklanma hareketlerine başlar. Şehzade İskender Avrupa'da pek çok şehirde Paris, Krakow, Roma ve Napoli’de saraylarda tahtın asıl varisinin kendisi olduğunu öne sürerek Osmanlı tahtına geçmek için yandaş ve destek toplamaya çalışır.

Yahya İskender Sefere Kalkıyor

Aradığı desteği kuzey topraklarında bulur ve Yahya İskender Kazak korsanlardan oluşan bir filo ile İstanbul boğazına bir baskına kalkışır. Tabi ki bu hareket başarısızlıkla sonuçlanacaktı. Ancak hiç vazgeçmeyecek olan İskender hayatının sonuna kadar özellikle Osmanlının Balkan topraklarında isyan girişimleri ve propaganda faaliyetlerinde bulunur. Hayatını tahta geçmek için adamıştı. İyi derecede Türkçe biliyordu ve gizlenmek için sipahi kılığında dolaşmıştır. Tahta çıkması halinde Tüm Osmanlı İmparatorluğunun dinini Hristiyanlığa geçireceğini söylediği öne sürülür.

Tarihi Kaynaklarda Türk Prensi

Aslına bakacak olursak Şehzade Yahya hakkındaki bilgilerin tamamı Avrupa kaynaklarına dayanır. Hayatını kendi anlatmıştır ve onun yaşamını yazıya döken Hırvat bir rahip olan Rafael Levaković’tir. Şehzade İskender Yahya’nın babası Sultan III. Murat, annesi ise Komnenos hanedanı yani Pontus Rum kökenli Helena olduğu öne sürülür ve yine iddiaya göre 1585 yılında Manisa’da doğmuştur. Osmanlı kaynaklarında bahsi geçmez. Zaten Osmanlıda en hoş görülmeyen konu saltanata ortak çıkmasıdır ve asla kabul edilmez. Ancak 17. yüzyılda Avrupa arşivlerinde, özellikle Venedik, Roma ve Rusya belgelerinde, “Prince Yahya” veya “Iscander” olarak kendisinden söz edilir. 1645’te Papaya mektup yazarak destek ister. Avrupa’da bazı kilise resimlerinde “Prince Yahya of Turkey” olarak betimlenmiştir. Venedik arşivlerinde, Osmanlı tahtı için yardım isteyen İskender yani “Türk prensine ait mektuplar bulunmuştur. Hayatı ve iddiası oldukça tartışmalıdır. Onunla görüşen çoğu yönetici ve kral, kendisini o dönem bile palavracı olarak nitelendirip desteklememiştir. Pek çok tarihçi gerçek kimliğinin bir kısmının icat veya abartı olduğunu söyler. Yahya İskender Karadağ'da 1649 yılında çatışmaların ortasında hastalanarak hayata gözlerini yummuştur.



Yorum Yap

Daha yeni Daha eski